• Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
  • Novicinema Yazarı Olmak
Sonuç yok.
Tümünü Göster
  • Giriş
  • Kaydol
Novicinema
  • Ana Sayfa
  • İnceleme
  • Liste
  • Haber
  • Test
  • Podcast
  • Fanzin
  • Hakkımızda
    • İletişim
    • Ekibe Katıl
  • Ana Sayfa
  • İnceleme
  • Liste
  • Haber
  • Test
  • Podcast
  • Fanzin
  • Hakkımızda
    • İletişim
    • Ekibe Katıl
Sonuç yok.
Tümünü Göster
Novicinema
Sonuç yok.
Tümünü Göster

Nuri Bilge Ceylan Sineması: İklimler

Kamil Ayvaz
12 Kasım 2020
İnceleme
3 min read
Nuri Bilge Ceylan Sineması: İklimler
7
SHARES
PaylaşTweetleWhatsApp'tan Gönder

“İnsanlar basit nedenlerle mutlu, daha da basit nedenlerle mutsuz olacak şekilde yaratılmıştır. Aynen basit nedenlerle doğmaları ve daha basit nedenlerle ölmeleri gibi…“

İnsan ilişkileri de mevsimler gibi sürekli gelgitlerin olduğu, mutluluğu ve hüznü, gururu ve utancı,  korkuyu ve aldatılmışlığı çokça yaşatan bir gerçektir. Hayatımız, ne zaman yaşanılacağı tahmin edilemeyen duygular etrafında döner. Bazen soğuk, bazen sıcak, bazen güneşli, bazense olabildiğine karla kaplı… Tıpkı iklimler gibi.

Nuri Bilge Ceylan’ın taşra üçlemesinin ardından çektiği, başrollerinde kendisinin ve eşi Ebru Ceylan’ın oynadığı İklimler, bize hayattaki insan ilişkilerinin geniş bir portresini sunuyor. Önceki ve sonraki filmlerinin aksine Nuri Bilge Ceylan bu defa, aşk teması üzerinden ruhsal çöküntü içerisinde olan İsa ve Bahar’ın sürekli peşinden koştukları ancak bazen İsa’nın bazen de Bahar’ın gururundan ötürü bir türlü rayına oturtamadıkları çalkantılı ilişkiye tanıklık ediyoruz.

Genel olarak baktığımızda İsa karakteri sevilmeyen, hatta nefret edilen, biri olmuş seyircinin gözünde. Bunun temel sebebi tabii ki İsa’nın egoist ve içi boş entelektüel tavırları, sürekli kendi çıkarları peşinde koşarak karşıdaki insanı önemsemeyen anlamsız hareketleri. Hayatında güzel bir kadın var ancak İsa ona bir eşten, arkadaştan ziyade babalık yapma çabası içinde. Yemek masasında “üzerine ceket al” ısrarı, “güneşte uyunur mu! çok tehlikeli” tavsiyeleri… İsa için bunlar aslında önemsiz şeyler, o sadece bir baba olmanın gerekliliğini yerine getiriyor. Onun kitabı Bahar’ın güneşlenirken uyumasından daha önemli. Sonrasında Bahar’ın haklı tavırlarından bunalıyor ve ilişkiyi bitirme kararı alıyor. Bahar’ın oldukça zoruna giden bu ayrılık ise bir motosiklet kazasıyla iyice pekişiyor. Oysaki Bahar için bu ayrılık ölümden bile daha acı… İsa, kendince önemli olan hayatına Bahar olmadan dönüyor.

İstanbul’a döndükten sonra anlamsız bir boşluğun içine düşen İsa bu defa çareyi geçmişinde, Serap adlı kadında buluyor. Amacı ise yine aynı, sadece o anki duygusal ve cinsel açlığı tatmin etmek. Bunun haricinde ne Serap’ın ne de geride kalan Bahar’ın bir önemi yok. İsa ve Serap arasındaki sevişme sahnesinde İsa’nın yere düşen fındığı Serap’a bu defa zorla yedirme çabası ise İsa karakterini müthiş yansıtan bir detay. O fındığın zorla yedirilmesi İsa’nın egosunun ve kibrinin doyuma zirvede ulaştığı bir an.

İsa anlamsız hayatı içinde sürüklenirken, bir tez harici kendini var edecek başka bir şeyi kalmayıp artık Serap’tan da istediklerini istediği zaman alıyorken doyumsuzluğu ve açlığı tekrar baş gösteriyor. Bu defa kendini Ağrı’da buz gibi bir havanın içinde buluyor. Bahar’ı buluyor ve tekrar deniyor. Ancak bu defa Bahar’ın gururu bir türlü gelmeyen mutluluğa engel oluyor. Sonra Bahar belki pişman oluyor belki de kaybedeceklerinden korkuyor ve İsa’nın oteline gidiyor. Tabii bu defa gurur yapma sırası İsa’ya geçiyor ve ulaşamadıkları mutluluk muhtemelen sonsuza kadar yitip gidiyor. Bahar’ın heyecanlı bir şekilde rüyasını anlattığı o sahnede İsa’nın yine ilgisiz kalışı ve bambaşka bir konu açması Bahar’a bu defa dersini veriyor. O uzun bakışına ise şu satırları sığdırıyor. “İsa sana sadece babalık yapan, kendi duygusal ve cinsel açlığını tatmin etmek için yaşayan, egosunun peşinden sürüklenen bir adam.”

Notlar:

Filmdeki oyunculuklar benim için tatmin ediciydi. Özellikle Ebru Ceylan’ın performansı son derece iyi ve kaliteliydi. Aralara serpiştirilen metaforların bazısı yerinde bazısı ise çok kapalıydı. İsa’nın kafasını çekmeceye koyarak sakinleşme olayı tam karaktere özgü bir şey olmuş. Ancak rüya metaforunu ben anlayamadım. Bahar karakterinin gördüğü rüyanın benzerinin biraz sonra yaşanması, rüyada Bahar havada uçarken annesini bir mezarlıkta görüyor. Biraz sonra roller değişiyor, mezarlıkta duran Bahar oluyor, yukardan ona bakan ise uçağın içindeki İsa…

Etiketler: Ebru Ceylanİklimlerİklimler FilmiNuri Bilge CeylanNuri Bilge Ceylan FilmleriNuri Bilge Ceylan Sineması
Kamil Ayvaz

Kamil Ayvaz

Film izlemek kadar çekmeyi de seven, bu yolda hedefleri olan genç bir yönetmen adayı.

Yorumları görmek ve yorum yazmak için giriş yapmalısın.

TAPTAZE

Göçebe Hayatlar: Nomadland (2020)

Göçebe Hayatlar: Nomadland (2020)

24 Ocak 2021
Bir Korku-Komedi Filmi: The Mortuary Collection (2019)

Bir Korku-Komedi Filmi: The Mortuary Collection (2019)

24 Ocak 2021
Nuri Bilge Ceylan Sineması: Üç Maymun

Nuri Bilge Ceylan Sineması: Üç Maymun

24 Ocak 2021
Karşınızda 2020 (Death to 2020) Eleştirisi

Karşınızda 2020 (Death to 2020) Eleştirisi

24 Ocak 2021
Alkolle İmtihan: Another Round

Alkolle İmtihan: Another Round

9 Ocak 2021
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
  • Novicinema Yazarı Olmak

© 2020 Novicinema.com

Sonuç yok.
Tümünü Göster
  • Ana Sayfa
  • İnceleme
  • Liste
  • Haber
  • Test
  • Podcast
  • Fanzin
  • Hakkımızda
    • İletişim
    • Ekibe Katıl

© 2020 Novicinema.com

Hoş Geldin!

Google ile Giriş Yap
YA DA

Bilgilerinle giriş yap

Şifremi Unuttum? Kaydol

Yeni Hesap Oluştur!

Google ile Kaydol
YA DA

Üye olmak için formu doldur

Tüm alanlar zorunlu. Giriş

Şifre kurtarma

Şifreni resetlemek için e-mail adresini yaz.

Giriş