Geçtiğimiz aylarda mahkûm kaldığımız karantina günlerinin en çok izlenen filmlerinden biri olan The Platform filmiyle birlikte İspanyol sinemasının gerilim yaratmadaki başarısına bir kez daha şahit olduk. The Platform, kapalı mekân alt türünü arkasına alan, hangi katta uyanacaklar sorusu üzerine harika bir gerilim atmosferi yaratan ve herkesin kolaylıkla anlayabileceği sosyal mesajlar vermeyi de ihmal etmeyen kaliteli bir filmdi. Tabii İspanyollar gerilim işine bu filmle başlamadılar. Kendilerine has “gerilim atmosferi” yaratma hususunda kimse ellerine su dökemez. Bu anlamda herhangi bir İspanyol “korku-gerilim” filmini diğer korku filmlerinden kolaylıkla ayırt edebilirsiniz.
Ben, gerilim türündeki bu başarılarını geçmişlerine bağlıyorum. Biliyorsunuz Avrupa’nın son faşist diktatörü İspanya’ya aitti. Francisco Franco, iç savaşın ardından tam 36 yıl ülkeyi tek başına yönetti. İç savaşta hayatını kaybeden yüz binlerce insanın haricinde yönetimi ele almasının ardından da İspanyollara rahat bir gün yüzü göstermedi. Hala ülkenin pek çok yerinde toplu mezarlar bulunmakta.
İşte böylesine gerilim dolu yılların ardından, İspanyol sineması da kendi iç dinamiklerinden beslenerek bugünlerde hayranlıkla izlediğimiz korku-gerilim filmlerine imza attı. Aralarından bazılarına aşağıda yer vermeye çalışacağım. Bir kısmını çoğunuzun izlediğine eminim. Ancak bazıları var ki çoğunuz daha önce izlemediğine pişman olacak.
El Habitante Incierto (2004)

Bu film, değer kıymet bilmeyen İspanyol filmlerinden biridir. Yönetmeni Guillem Morales’in listede başka bir filmi daha var. Fakat nedense bu filmi fazlasıyla göz ardı edilmiş durumda. Evde sizden habersiz sizinle birlikte yaşayan başka birinin daha olması şüphesi üzerinden ilerleyen, ilerledikçe de hiç tahmin edemeyeceğiniz yerlere giden, izlemesi oldukça keyifli bir film. Yer yer kahkaha attıracak kadar komik olabilen; ama gerilim ve gizemi de asla elden bırakmayan şahane bir gerilim filmi.
Los Cronocrimenes (2007)

Zaman yolculuğu, sinemanın en sevilen konularından biridir. Bu konuyu gerilim unsuru olarak kullanan filmler de haliyle mevcut. Hatta en son Mirage filmiyle popüler İspanyol yönetmenlerden Oriol Paulo da kendi tarzında bu konuya el attı. Fakat hala benim en sevdiğim zaman yolculuğu temalı gerilim filmi bu. Kısa süresini, baştan sona gerilim ve gizemle doldurmayı bilen harika bir film.
El Cuerpo (2012)

Oriol Paulo demişken ondan da bir film koymazsak olmazdı. Kendisi Contratiempo filmiyle muhtemelen beklemediği bir popülarite yakalamış olsa da ününü borçlu olduğu ilk filmini listeye koymayı daha doğru buldum. Çünkü El Cuerpo, korku türüne diğer filmlerine göre daha yakın duruyor. Özellikle kaybolan ceset unsuru üzerinden yakaladığı gergin atmosfer kesinlikle övgüyü hak ediyor.
Los Ojos de Julia (2010)

Guillem Morales’in ikinci ve son filmi. Görme yetisini yavaş yavaş kaybetmekte olan bir kadının şüpheli şekilde ölen ikizinin ölüm nedenini araştırmasını anlatan tertemiz bir gerilim filmi. Vadettiği her şeyi harfiyen yerine getiriyor. Abartıya kaçmadan, germesi gerektiği yerde geriyor ve işini bitiriyor.
Rec (2007)

Sıra zombi türünün en iyi filmlerinden birine geldi. Zombi filmlerini sevmeyenimiz yoktur. Özellikle Train to Busan filminden sonra türe olan ilgi tekrar bir artış gösterdi. Tabii biz korku severler, Train to Busan filminden önce de bu türü ayıla bayıla izliyorduk. “Rec” filmi de tartışmasız türün en iyilerinden. Bir apartmana sıkışmış insanlar üzerinden şaheser denebilecek bir korku filmi ortaya çıkarmışlar. Başarı yakalanınca devam filmleri de ardı ardına gelmeye başladı. Bu anlamda, Rec 2 de izlenmesi gereken bir film iken üçüncü ve dördüncü filmler için aynısını söyleyemeyeceğim.
El Espinazo del Diablo (2001)

Elbette Guillermo Del Toro’nun da ismini anmadan geçemezdik. Kendisi iflah olmaz bir korku filmi hayranıdır. Haliyle ondan da bir İspanyol korku filmi beklememiz çok normal. Yukarıda da az buçuk bahsettiğim İspanyol İç Savaşını doğrudan konu alan bir korku filmi çekmiş zamanında. Filmde bir yetimhane, doğal olarak çocuklar ve olmazsa olmazımız hayaletler var. İspanyol iç savaşına sırtını dayamış harikulade bir film.
Tesis (1996)

Muhteşem yönetmen Alejandro Amenabar’ın ilk filmi. Daha 24 yaşında çektiği usta işi bir gerilim filmi. Düşük bütçeli muazzam bir ilk film. Genelde yönetmenlerin ilk filmleri hep unutmak istedikleri filmler olur; ama Amenabar bu filmiyle yıllarca hatırlanacak bir film ortaya koyuyor. Hatta bu ve bundan sonra çektiği harikulade Abre Los Ojos (Hollywood yeniden çekimi Vanilla Sky olan) filminin ardından Hollywood’a transfer oldu ve korku türünün başyapıtları arasında gösterilen The Others filmini çekti.
Mientras Duermes (2011)

Tüm mistik öğeleri bir tarafa bırakıp gerilim unsurunu, insanın kendisinden seçen muhteşem bir film. Filmin konusu gayet basit. Bir adamımız var ve bu adamın hayatta tek bir gayesi var: Kimsenin bu hayatta mutlu olmasını istemiyor. Ve bunun için de elinden ne gelirse yapmaya hazır. Bu kadar basit işte… Hayalet çağırmaya, cin kaçırmaya gerek yok. Biz insanlar korkunun tek sebebiyiz.
El Orfanato (2007)

Ülkemizde Yetimhane ismiyle bilinen, korku türünün bir başka şaheserine geldik. Bir korku filminin olmazsa olmazı çocuklardır. Masumluklarıyla nam salan bu ufaklıkları bir dehşet ögesine dönüştürebilmek de korku türüne yakışacak zekâda bir iştir. Zamanında koridorlarında çocukların koştuğu eski bir yetimhaneden de İspanyolların bir korku filmi çıkarmaması beklenemez. Filmin pek çok sekansı çoktan korku sinemasının en iyi sahneleri arasına girdi bile. Özellikle çocuklarla iletişim kurmaya çalıştıkları sahne tek kelimeyle mükemmeldi.
La cabina (1972)

Ve geldik 35 dakikalık kusursuz bir başyapıta. Az kişi tarafından bilinen, basit bir mesele üzerinden hem toplumsal mesajlar vermeyi hem de insanı meraktan tırnaklarını yiyecek hale getirmeyi başaran muazzam bir kısa film. Her filmin bir derdi vardır. Bu filmin söylediklerini ise kitaplarla anlatamazsınız. Sonlarına doğru yaratılan gerilim ise ayakta alkışlanacak cinsten. Filmi izlerken başlarda komik bulacak; ama filmin sonlarına doğru meraktan ne yapacağınızı şaşıracaksınız. Ölmeden bir kere olsun izleyin.