Entrika, şehvet ve hırs… Yorgos Lanthimos’un son filmi The Favourite (Sarayın Gözdesi), tam da bu kavramlar üzerine kurulmuş. Köpek Dişi’nin (Kynodontas / Dogtooth, 2009) ardından Lanthimos, Yunanistan sınırlarını aşıp Hollywood starlarıyla çalışmaya başladı. İngiliz Kraliyeti’nin iç yüzünü gösterdiği The Favourite‘de de Emma Stone, Rachel Weisz gibi oyuncularla çalışıyor.

Diğer filmlerinin aksine, güldürü unsuru (yapılan kendine has danslar, erkeklerin kullandığı peruklarla ve yaptıkları makyajla ilgili şakalar) hayli fazla. Mizahla ele alınan bir dönem filmi olduğu için Lanthimos’un diğer filmlerindeki absürt kurguya da (Absurd Fiction) rastlamıyoruz.
18. yüzyıl İngilteresini fon alan filmin, arka plandaki konusu Fransız – İngiliz Savaşı. Ön planda ise kraliçenin gözdesi olup güce ulaşmak için savaşan iki kadını izliyoruz. Bu iki kadının savaşı, eski bir leydi olan Abigail’in (Emma Stone), kraliçeyle birlikte yaşayan, İngiliz ordularının komutanıyla evli kuzeni Leydi Sarah’ın (Rachel Weisz) yanında hizmetçi olarak çalışmasıyla başlıyor. Yani çoğu hikayede olduğu gibi, bir yabancının gelişiyle işler değişiyor. Hizmetçi olarak kalmak istemeyen Abigail, geldiği gibi yükselmek için elinden geleni yapmaya başlıyor.
Kraliçe Anne’nin (Olivia Colman) hayati kararlar vermedeki yetersizliği, manipülasyona açıklığı her ne kadar gerçek olsa da (karikatürize edilmesine rağmen) fanatik İngilizler tarafından pek hoş karşılanmayacak cinsten.
Bölümlerden oluşan film, betimlemelerin bol olduğu bir kitap gibi ilerliyor. Her ayrıntı ister istemez gözlerinizin önüne seriliyor. Bunların yanı sıra Lanthimos, farklı kamera kullanımıyla bazen hiçbir şey söylemeden çok şey anlatıyor. İki leydinin birbirlerine baktıklarında gerçekleşen tepeden çekimler, “bu mücadeleyi ben kazanacağım” anlamına geliyor. Çoğu zaman kullandığı balık gözü kamera mekanda deformasyon yaratarak, hafiften bir tedirginlik yaratıyor.