• Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
  • Novicinema Yazarı Olmak
Sonuç yok.
Tümünü Göster
  • Giriş
  • Kaydol
Novicinema
  • Ana Sayfa
  • İnceleme
  • Liste
  • Haber
  • Test
  • Podcast
  • Fanzin
  • Hakkımızda
    • İletişim
    • Ekibe Katıl
  • Ana Sayfa
  • İnceleme
  • Liste
  • Haber
  • Test
  • Podcast
  • Fanzin
  • Hakkımızda
    • İletişim
    • Ekibe Katıl
Sonuç yok.
Tümünü Göster
Novicinema
Sonuç yok.
Tümünü Göster

40 Yıldır Eskimeyen Bir Korku Efsanesi: Halloween (1978)

John Carpenter'in Biz Korku Severlere Armağanı

Burak Özkan
26 Kasım 2020
İnceleme
4 min read
7
SHARES
PaylaşTweetleWhatsApp'tan Gönder

Ekim ayı “Halloween” demektir. Halloween dediğimizde de aklımıza 1978 yapımı John Carpenter imzalı efsanevi korku filmi gelir. İsmini doğduğu mitten alan bu muazzam korku filmi, pek çok yönden korku türüne iz bırakmayı başarmıştır. Bu anlamda, Halloween’ın korku türünde yeri bir başkadır. Türü değiştiren ve türe gerçek anlamda yön veren filmlerden biridir. Hatta kimilerince ilk “slasher” filmi olarak bile değerlendirilir. Tabi Alfred Hitchcock’un Psycho filmi ile Michael Powell’a ait Peeping Tom filmlerini de unutmamamız gerekiyor. İkisi de “slasher” alt türüne girebilecek filmler arasındadır ve yine ikisi de 1960 yılında vizyona girmiştir. Yani Halloween filminden 18 yıl önce bu işi kotarmayı başarmışlardır. Tabi “slasher” ve onun da bir alt türü olan “teen slasher” türünde filmlerden bahsedince birkaç filmi daha anmamız lazım gelmekte. Çünkü bu filmler de Halloween’dan önce vizyona girdiler. İlki, izlemeye bayıldığım Tobe Hooper başyapıtı The Texas Chain Saw Massacre, ikincisi ise Bob Clark tarafından yönetilen, çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim Black Christmas filmidir. Bu arada, ikisi de yine garip bir tesadüfle 1974’te vizyona girmişlerdir. Her iki film de bugün korku klasikleri arasında anılmakta ve “teen slasher” alt türü için kaliteli örnekler arasında gösterilmektedir. Fakat 1978 yapımı Halloween’ın bu iki filmden çok büyük bir farkı vardır. Halloween, “teen slasher” türünü herkesçe bilinir ve sinema eleştirmenleri tarafından bile el üstünde tutulur bir hale getirmiştir. Halloween, 300 bin dolar gibi o zaman için bile düşük denebilecek bir bütçeyle vizyona girip 70 milyon doların üstünde bir hasılata kavuşmuştur. Bu arada, filme para aktaran bir ismi hepimiz çok yakından tanıyoruz. Bu isim, ülkemizde bir zamanlar ramazan aylarının vazgeçilmez filmi olan The Message (Çağrı) ile yine çok sevilen ve bence de çok kaliteli olan Lion of the Desert (Çöl Aslanı Ömer Muhtar) gibi filmlerin yönetmeni Mustafa Akkad’ın (Moustapha Akkad) ta kendisidir. Halloween, bu finansal başarısıyla yapımcısı Akkad’a sağlam para kazandırmıştır. Ayrıca, en çok kar eden bağımsız film olma unvanını, 1999 yılında vizyona girecek ve benim en sevdiğim korku filmlerinden biri olan The Blair Witch Project’e kadar elinde bulundurmuştur. Film yalnızca gişede değil, aynı zamanda fularlı sinema eleştirmenleri tarafından da göklere çıkarılacaktır. Bu filme kadar, bu tarz aşırı şiddet içerikli korku filmleri hep sinema eleştirmenleri tarafından küçük görülmüştür. Bu tarz filmlere kadınları aşağılayan basit filmler gözüyle bakılmıştır. Ta ki Halloween piyasaya adım atana kadar. Filmin “Metacritic puanı” 100 üzerinden 87 gibi yüksek bir skordur. Film, 21 sinema eleştirmeni tarafından değerlendirilmiştir ve eleştirmenler arasında Roger Ebert gibi bir isim de vardır. Ebert, filme tam puan vermekle kalmamış; bugün bile izlerken önünde ceket iliklediğimiz Psycho (1960) gibi bir başyapıtla rahatlıkla kıyaslayabileceğini de belirtmekten kaçınmamıştır. Halloween hakkında saatlerce konuşabilirim. Mesela John Carpenter başta Jamie Lee Curtis’i başrol oyuncusu olarak düşünmemiş. O zamanlar Curtis gibi hiç bilinmeyen bir oyuncuyla çalışmak istememiş. Hatta Curtis filmde giydiği kıyafetleri kendi parasıyla almak zorunda kalmış. Ne yalan söyleyeyim böyle ilginç bilgiler filmi daha çok sevmeme yol açıyor. Tabii Halloween demişken Michael Myers hakkında da konuşmadan edemeyiz. Kendisi açık ara korku sinemasının en karizmatik katilidir. Çok az korku filmi vardır ki kendinizi bazen katilin yerine koyarsınız. Michael Myers bunu başarır. Fakat bu başarısını insanları öldürmek için haklı bir sebebi olduğundan dolayı hak etmez; tam tersine insanları safi bir kötülükle öldürme isteğinden dolayı hak eder. Onun birilerini öldürmek için hiçbir sebebi yoktur. Daha altı yaşında bir çocukken ortada hiçbir sebep yokken ablasını katletmiştir. Onun kötülüğü doğuştan gelmektedir. Yine ortada gerçek anlamda hiçbir sebep yokken ablasını öldürdükten tam on beş sene sonra yüzüne bir maske takar ve çocukken yaşadığı mahallede cinayet işlemeye devam eder. Onun yüzünü hiçbir zaman göremeyiz. O maskenin ardında nasıl bir insan yüzü saklı olduğunu asla öğrenemeyiz. O, her anlamda gizemlidir. Asla konuşmaz. Ağzından tek kelime çıkmaz. Olabildiğince yavaştır. Hatta 2014 yapımı başarılı korku filmi It Follows filmi de bu yavaşlıktan doğmuştur. Kurbanlarının arkasından koştuğuna şahit olmazsınız. Yavaştır, ama aptal değildir. Onu kandıramazsınız. Kafasına koyduysa, emin olun sizi bir şekilde yakalayacaktır. O, korku janrının yarattığı kesinlikle en etkileyici katillerinden biridir. Bu dünyada bazen sebepsiz yere de kötülük işlenebileceğinin tek başına kanıtıdır. Bazen iyiler, safi kötüler tarafından amaçsızca öldürülebilir. Myers bu kötülerden biridir işte.
Etiketler: Alfred HitchcockBlack ChristmasBob ClarkCadılar BayramıÇağrıHalloweenIt FollowsJamie Lee CurtisJohn CarpenterJohn Carpenter FilmleriJohn Carpenter HalloweenKorku MaratonuKorku SinemasıLaurie StrodeLion of the DesertMichael MyersMichael PowellMoustapha AkkadMustafa AkkadPeeping TomPsychoRoger EbertTexas Chainsaw MassacreThe Message
Burak Özkan

Burak Özkan

İflah olmaz bir sinema tutkunuyum. Korku türüne olan bağlılığım ise tarif edilemez düzeyde. burakozkan7771@gmail.com

Yorumları görmek ve yorum yazmak için giriş yapmalısın.

TAPTAZE

Alkolle İmtihan: Another Round

Alkolle İmtihan: Another Round

9 Ocak 2021
2020 Yılının En İyi Filmleri

2020 Yılının En İyi Filmleri

30 Aralık 2020
Htr2b Dönüşüm (2012)

Htr2b Dönüşüm (2012)

18 Aralık 2020
Kış Filmleri

Kış Filmleri

12 Aralık 2020
Senaristlerin Gücü Adına: Mank (2020)

Senaristlerin Gücü Adına: Mank (2020)

6 Aralık 2020
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
  • Novicinema Yazarı Olmak

© 2020 Novicinema.com

Sonuç yok.
Tümünü Göster
  • Ana Sayfa
  • İnceleme
  • Liste
  • Haber
  • Test
  • Podcast
  • Fanzin
  • Hakkımızda
    • İletişim
    • Ekibe Katıl

© 2020 Novicinema.com

Hoş Geldin!

Google ile Giriş Yap
YA DA

Bilgilerinle giriş yap

Şifremi Unuttum? Kaydol

Yeni Hesap Oluştur!

Google ile Kaydol
YA DA

Üye olmak için formu doldur

Tüm alanlar zorunlu. Giriş

Şifre kurtarma

Şifreni resetlemek için e-mail adresini yaz.

Giriş